Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimiİnsan kaynakları yönetimi konusunda eğitimim veya tecrübem yok ancak bir İNSAN kaynağı olarak yıllarca çeşitli işyerlerinde ve fabrikalarda çalıştığıma göre söyleyecek birkaç kelimem olsa gerek diye düşünerek bu yazıyı kaleme aldım. Zira insan kaynakları yönetiminin fabrikalarda ve imalat sektöründe farklı noktaları olduğu kanaatindeyim.

Fabrikalarda hem beyaz yaka (mühendis, teknik ressam, muhasebeci, satın alma müdürü gibi) personeli olduğu gibi hem de mavi yaka (kaynakçı, imalatçı, tornacı, kesimci gibi) çalışanlar da bulunur. Bu sebeple İnsan kaynakları bölümünün fabrikalarda personele bakış açısı ve işe alım süreçleri farklılık gösterir.. İmalat sahasındaki mavi yakalı personelin çalışma şartları ve beklentileri, yönetimi ve idaresi, seçimi ve eğitimleri beyaz yakaya göre çok farklıdır.

İnsan kaynakları yöneticisi olarak en baştaki göreviniz bağımsız ve tarafsız olmayı becerebilmektir. Sizden maaşınızı diğer çalışanlar gibi işverenden aldığınız halde çalışan ile işveren arasında köprü vazifesi görmeniz beklenmektedir. İşverenin kanun ve kurallar dışındaki tüm baskılarından çalışanları korumalısınız. Sorumluluklarınız çok fazla olmasına rağmen eğer işveren size gerekli yetkileri vermiyorsa orada çalışmanızın manası yoktur.

Öncelikle her fabrikada bir kurum kültürü oluşturulmalıdır. Belirlenen bütün kurallar tüm personeli kapsayacak ve sürekliliği olacak şekilde belirlenmelidir. Günlük ve kişiye özel alınacak kararlarla işlerin yürütülmesi mümkün değildir.

Öncelikle işe alım süreçlerinde yapılacak işe göre işe alım yapılmalıdır. Kurum kültürünüze ve takım ruhuna uyacak personel seçimi çok önemlidir. Yani elinizdeki kişiye göre iş değil, yapılacak işe göre personel almanız gerekir. Doğru insanı işe alıp işine karışmamalısınız.

İşe alımlarda ve çalışmanın devamında ana motivasyon kaynağı maaşlardır. Devamında mesai ücretleri kriterlerinin çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bundan sonraki adımda ise sosyal hakların bir düzene oturtulması gelir. Gerek maaş ve gerekse diğer mesai ve sosyal hakların dağılımında mavi ve beyaz yaka ayrımı yapılmamalı, tüm personel eşit haklara sahip olmalıdır. Kişiye özel ayrıcalıklar fabrika ortamındaki çalışma disiplinini kesinlikle bozar.

İşe her aldığınız yeni personele kurum kültürünü doğru bir şekilde aktarmalı, işyerinizde geçerli olan kuralları tümüyle anlatmalısınız. Ona iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldırmadan kesinlikle fabrikaya sokmamalısınız. Fabrikanızdaki organizasyon şemasını ve görev dağılımını ona aktarmalı ve kimlerin hangi yetki ve sorumlulukları olduğunu bildirmelisiniz. Kendisinin sahip olduğu hakları, yetki ve sorumluluklarının sınırlarını iyi çizmelisiniz. Çalışana çeşitli işler yükleyip hiç yetki vermezseniz bu durum sürdürülebilir olmaz. Yeni personel özellikle imalat bölümüne alındıysa iyi bir ustanın yanında belirli bir süre çalıştırılıp adaptasyon sürecini iyi atlatması sağlanabilir. Ustanızın vereceği rapora göre daha sonra kendisini en iyi bölüme ve çalışma alanına yönlendirebilirsiniz.

Çalışanlar arasında takım ruhu oluşturmalısınız. Özellikler çekirdek kadronuzu elinizde tutacak tavırlar sergilemelisiniz. Öte yandan çekirdek kadroyu yeni ve çalışkan insanlarla sürekli takviye etmelisiniz. Çalışanların işlerini sanki kendi işleri gibi yapmalarını sağlayacak tedbirleri almalısınız.

Konumu ve görevi ne olursa olsun herkesin fikirlerine müracaat etmek gerekir. İş ortamında çalışan ile işveren arasındaki ortak noktada buluşma bu şekilde çok yararlı olabilir. Fikirleri sorulan, dinlenen ve uygulamaya sokulan insanlar daha çok motive olurlar. Bence her çalışanın fabrikada bir izi olmalı veya iz bırakmasına müsaade edilmeli. Orijinal fikirleri uygulanan kişilerin isimleri yazılmalı o işin üstüne.

Fabrika Ik

Peki bütün bunları nasıl sağlayacaksınız ?

  • Öncelikle çalışma ortamının güvenli, sağlıklı, temiz, samimi ve sıcak bir ortam olmasını sağlamanız için gerekli olabilecek unsurları işverenden temin ediniz.
  • Dışarıdan bir danışman görevlendirip personelin tüm yasal haklarını iyice öğrenmelerini sağlayınız. İşveren bu durumdan memnun olmasa bile bunu mutlaka gerçekleştiriniz.
  • Her personeli yakından izleyiniz. Çalışanlar takip edildiklerini hissetmelidir. Bu takip neticesinde çok iyi performansları ödüllendirmelisiniz. Terfilerde ve maaş düzeltmelerinde bu takibin neticeleri kullanılabilir. Bir personele terfi verdiğinizde maaşında bir düzelme görülmezse terfinin bir önemi kalmaz.
  • İnsan kaynakları yöneticisi personel evraklarını ve performans çizelgelerini takip etmenin yanı sıra iyi bir psikologdur da aynı zamanda. “Korkma düşecek olursan ben seni tutarım” hissine kapılacak kadar yakındır çalışanlara. Onlarla birebir görüşmeler yapıp dertlerini dinler, taleplerini not alır. Bu durumda fabrikanın bir köşesinde istek ve şikayet kutusu olmasına gerek yoktur. Onların problemlerini dinleyip not alan yönetici fabrikanın her personelinin tüm yaşantısından haberdardır. Bu talepleri işverene güzel bir dille ulaştırıp çözüm yollarını bulur, iyileştirmeler yapar. Unutmayın ki size ulaşmayan her bir şikayet fabrikanın her yerinde geziyordur.
  • Gezi, toplantı, seminer, eğitimler, ödüller, doğum günü etkinlikleri, evlenenlere hediyeler, cenazesi olanlara taziyeler insan kaynakları yöneticisinin her zaman gündeminde olan şeylerdir.
  • Çalışanları en çok motive eden şeyler arasında en önemlilerinden biri de hiç ummadığı zamanda ödüllendirilmesidir.
  • İnsan kaynakları yöneticisi beraber ve grup çalışmalarında hangi ustanın hangi elemanla birlikte verimli çalışacağını da bilir. Özellikle şantiye çalışmalarına personel gönderirken grupları iyi seçmek çok önemlidir. Uzun sürecek birlikte çalışmalarda uyumlu kişilerin yan yana çalışmaları verimi artıracaktır.
  • Fabrikalarda en önemli adımlardan biri de ustabaşını seçmektir. Bin asker toplamak kolaydır ama onları yönetecek bir general bulmak zordur. O yüzden seçilecek kişinin yaş ve tecrübe olarak diğerlerinden üstün ve sözünü dinletecek pozisyonda olması gerekir.
  • İnsan kaynakları yöneticisi fabrikadaki yardımcı elemanların ve çırakların yetişmelerine çok dikkat eder. Onların mesleklerini öğrenmelerini ve sevmelerini, fabrikada yıllarca çalışmalarını sağlayıcı ortamı hazırlar. Onların hata yapmalarını tolere eder, hataları yine hata yapana çözdürerek onların da kendilerini geliştirmelerini sağlar.
  • İnsan kaynakları personeli gözlemlerine dayanarak işten ayrılması gereken personeli de fark edebilmeli ve gereğini yapabilmelidir. Verimsiz ve sorunlu personeli kovmasını bilme, pirincin içindeki taşı ayıklama, ilk camın kırılmasına veya ilk çöpün atılmasına izin vermeme sorumluluk alanındadır.
  • Aile şirketleri İnsan Kaynakları Departmanı kurduklarında kurumsallaşma yolunda ilk ve önemli atmış demektir. Bundan sonra aile bireylerinin yetki alanlarını daha titiz belirlemeli ve uygulamalıdırlar. Yeteneksiz ve yetersiz bir kişinin emrinde çalışmak, aile üyesi olmayan bir çalışan için rahatsız edici bir durumdur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları YönetimiBütün bu çalışmaların ve gayretlerin neticesinde iş çevrelerinde şirketinizle ilgili olumlu hava dalga dalga yayılır, kaliteli insanlar gelip sizi bulur.

Cavit SOY

Tüketicilerin Tercihi “Hızlı ve Veriye Dayalı” Alışveriş

Satınalma Eğitimi Tüketicilerin Tercihi “hızlı Ve Veriye Dayalı” Alışveriş

Satınalma Eğitimi Tüketicilerin Tercihi “hızlı Ve Veriye Dayalı” AlışverişTüketici Davranışları Araştırması, tüketicilerin alışveriş tercihlerindeki değişimi ortaya koyuyor. Tüketicinin hızlı ve kolay online alışverişi tercih ettiğini gösteren araştırmaya göre tüketici ile veriye dayalı etkileşim kurmak markalar için her zamankinden daha önemli hale geldi.

Tüketici Davranışları Araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırma, yerel ve küresel dinamiklerin etkisindeki Türkiye ekonomisinde, tüketici güvenini şekillendiren parametrelerin yanı sıra tüketicilerin markalardan beklentilerini, deneyim ve sürdürülebilirlik özelinde bilinirlik, tutum ve davranışlarını irdeleyen oldukça kapsamlı bir analiz sunuyor.

Araştırma, Türkiye’de 2023 yılından itibaren hayata geçirilen yeni ekonomi politikalarının ve fiyat ve finansal istikrara ilişkin somut adımların tüketicinin risk algısında azalma olarak karşılık bulduğunu gösteriyor. Uygulanan politikalarda sergilenen kararlı duruşun etkisiyle, tüketicilerin ekonomiye bakış açısında önceki yıla göre daha olumlu bir görünüm gözlemlendi. Raporda katılımcıların %57’si ekonomi ile ilgili beklentilerini kötü veya çok kötü olarak değerlendirdi. Geçtiğimiz yıllarda bu oran %71’di. Raporda ekonomiyi çok olumlu olarak değerlendirenlerin oranı ise %15 olarak ölçüldü.

Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektörü Lideri Cihan Harman, günümüzde tüketici beklentilerini anlamanın ve alışveriş deneyimlerini geliştirmenin başta perakende ve tüketici ürünleri sektörü olmak üzere tüm sektörlerdeki oyuncular için günlük iş akışının olağan bir parçası olmak zorunda olduğunu vurguladı. Harman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Günümüzde şirketler, iş yapış şekillerinde köklü bir dönüşümü yaratmaya çalışırken, bir yandan da kısa vadede ortaya çıkan aksaklıklara rağmen tüketici beklentilerini kesintisiz karşılama çabası içerisindeler. 27. Küresel CEO Araştırması’na göre, şirketlerin kâr marjlarıyla; teknoloji geliştirme ve uygulama, yeni fiyatlandırma modelleri ve stratejik ortaklıklar gibi iş modeline kayda değer etkisi olan adımlar arasında pozitif korelasyon olduğu görülüyor. Tüketici Davranışları Araştırmamız, teknolojik gelişmelerin ışığında tüketici güvenini şekillendiren parametreleri, tüketicilerin markalardan beklentileri ve sürdürülebilirliğin tüketicinin gözündeki yerini anlamaya dönük ipuçları sunuyor. Sürekli değişen etkenleri doğru okumak, rekabetin gerisinde kalmamak, tüketicilerin beklentilerini anlamak için markaların esnek bir yaklaşımla değişime adapte olabilmesi kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor. Hızla değişen dünyada evrimini sürdüren tüketiciler, bu dönüşümü doğru okuyanların kazanacağı bir pazarı şekillendiriyor.” dedi.

 

Tüketici Hızlı ve Kolay Online Alışverişi Tercih Ediyor

Araştırma tüketicilerin online alışveriş kanallarını kullanım sıklığının önceki seneye oranla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Tüketicilerin online alışverişi tercih etme nedenleri, fiyat karşılaştırma kolaylığı, fiyat avantajı, alışveriş kolaylığı, ürün çeşitliliği ve hızlı alışveriş olanağı ilk sıralarda yer alıyor. Ürün değerlendirmeleri ve kullanıcı yorumları ile desteklenen online alışveriş, müşterilere daha bilinçli ve güvenli bir alışveriş deneyimi sunmanın yanında, kişiselleştirilmiş öneriler, kampanyalar ve deneyimler ile önemini her geçen gün daha da artırıyor.

Genel tablo değerlendirildiğinde ise “hız” kavramının öne çıktığı dikkat çekiyor. Online alışveriş kanallarının tercih edilme sebepleri arasında hızlı ödemenin ve yine hızla ilişkilendirilen alışveriş kolaylığının arttığı görülüyor. Bu tablo, tüketicinin bu yöndeki taleplerini doğru değerlendirip hıza odaklanan yaklaşımların rekabette avantajlı olacağını gösteriyor. Araştırmaya göre, müşteri memnuniyeti ve sadakatinde en fazla öne çıkan konuların, teslimat ve iade süreçleri olması dikkat çekiyor. Hızlı teslimat uygulamalarını kullanan tüketicilerin memnuniyet oranı %81 ile halen oldukça yüksek bir seviyede.

Başarının anahtarı: Tüketici ile Veriye Dayalı Etkileşim

Tüketicilerin mağazaları tercih etmesinin en önemli nedenlerine bakıldığında, mağazada ürünü görüp inceleme olanağı, mağazaların yakınlığı, kişisel alışveriş deneyimi sunulması ve mağazaya gitmenin sosyal yönlerinin sevilmesi daha fazla öne çıkıyor. Araştırma, tüketicilerin çoğunun alışveriş deneyiminde almak istedikleri ürünler hakkında hem mağazalardan hem de online kaynaklardan bilgi edindiğini gösteriyor. Bunun sonucu olarak, belirli kategorilerde ürünleri mağazada inceleyip, sonrasında online platformlardan satın almayı tercih edebiliyorlar.

Rapora göre, satın alma kararlarında aile ve arkadaş çevresinin yanı sıra internet haberleri ve sosyal medya da büyük bir etkiye sahip. Araştırma bulguları, anında erişim sunarak alışveriş deneyimini daha cazip hale getiren sosyal medya kampanyaları ve indirim duyurularının, anlık satın alma kararlarını yönlendirdiğini de ortaya koyuyor. Tüketicilerin hem ekonomik hem de pratik bir alışveriş deneyimi yaşamalarını sağlayan online alışveriş kampanyalarında, ücretsiz teslimat ve indirim kuponları tüketicilerin en çok tercih ettiği avantajlar olarak ilk sıralarda yer alıyor.

Araştırma, tüketicilerin ödeme tercihlerine ilişkin değerli veriler de sunuyor: Buna göre, katılımcıların %73’ü alışverişlerinde kredi kartı, %20’si nakit ve %7’si ise banka havalesi ya da EFT ile ödeme yöntemlerini tercih ediyor.

Rapor hakkında detaylı bilgi için linki tıklayabilirsiniz.

Küresel ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da BuluştuFinansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin (FINTR) desteğiyle, KOOP Ventures tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ‘Türkiye’nin ilk ve en büyük küresel finans teknolojileri etkinliği’ İstanbul Fintech Week (IFW’24), “Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor” temasıyla 16-17 Nisan 2024 tarihleri arasında İstanbul Fişekhane’de yapıldı.

3.000’i aşkın sektör profesyonelinin ilgiyle takip ettiği 2 günlük etkinlikte, blokzincir ve dijital paralar, yapay zekâ, işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımı, dijital bankacılık, ödeme sistemleri, tokenlaştırma gibi gündelik hayata da değen kavramlar konunun uzmanlarınca ve vizyoner bakış açılarıyla ele alındı.

Toplam 110 konuşmacıyı 6 ayrı zirvede düzenlenen 65 oturumda dijital finans ekosistemi ile buluşturan İstanbul Fintech Week, önümüzdeki yıl ‘Sparkz’ adıyla düzenlenecek.

Ekonomik Parametreler ‘Dijitalleşme’ Bağlamında Yeniden Tanımlanıyor

Türkiye, özellikle finans alanındaki dijital uygulamaları uzun süredir yaygın bir şekilde kullanan bir ülke olsa da bu durum dünyanın her tarafında aynı değil. ‘Dijital dönüşüm’ kavramının bir devrim niteliğinde hayatı yeniden biçimlendirdiği bir dünyada ekonomik parametreler de artık dijital bağlamda yeni bir kimlik kazanıyor. Bankacılık, finans ve dijitalleşme ile ilişkili tüm sektörlerin temsilcilerinin bir araya geldiği ve bu yıl beşinci kez düzenlenen İstanbul Fintech Week (IFW’24), finans ekosisteminin Türkiye’deki ve dünyadaki saygın 110 ismini İstanbul’da 3.000’i aşkın uzmanla bir araya getirdi. Zirvede, dijital finansta gerekli regülasyonlardan merkez bankalarının dijital para birimi alanındaki çalışmalarının detaylarına, halen hızla öğrenen 10 yaşlarında bir çocuk seviyesinde olan ‘yapay zeka’nın kısa zaman içinde yetişkin bir insanın öğrenme kapasitesine erişecek konuma gelmesinden yetişkinlerin ‘oyun’ diye nitelendirdiği uygulamaların aslında birer ‘platform’ olduğu gerçeğine, geleneksel finans oyuncularının Web3 dünyası ile yakınsamasından dijital finans sektöründe kadın varlığının neden artırılması gerektiğine kadar birçok ilginç başlık uzmanlarca değerlendirildi.

Finansal Teknolojiler Alanında Merkeziyetsizleşme Konuşuldu

Kripto paraların geleceğine ilişkin uzman değerlendirmelerinin yer aldığı İstanbul Fintech Week’te konuşmacıların hemen hepsinin üzerinde birleştiği nokta ise ‘merkeziyetsizleşme ve tek bir kaynağa / kuruma bağlı olmaktan ziyade çoklu kaynaklarla ilerleme’ gerekliliği oldu. İki günlük etkinliğin ilgiyle izlenen konuşmacılarından bazıları ise şöyleydi: Tarihçi Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Karahan, ‘Decoding AI in Financial Services’ kitabının yazarı Clara Durodie, UCL Blockchain Merkezi’nden Christina Frankopan, Fintech Business Weekly’nin yayıncısı ve fintek sektöründe sosyal medyanın öncülerinden Jason Mikula, IBM Bankacılık Küresel Araştırma Direktörü Paolo Sironi, Mastercard EEMEA Genel Müdür Yardımcısı Amnah Ajmal, Oxford Üniversitesi Girişimcilik ve İnovasyon Profesörü Pınar Özcan, Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin ve ‘Mr Metaverse’ olarak da bilinen Aragorn Meulendijks.

Dijital Finansın Öncüleri Ödüllerini Aldı

İstanbul Fintech Week kapsamında Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) ile KPMG Türkiye işbirliğiyle düzenlenen ‘Dijital Finansın Öncüleri’ yarışmasının kazananları da düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Ülkemizde fintech ekosistemini destekleyerek finans ve teknolojiler bağlamında bölgedeki ve dünyadaki rolünü güçlendirmek amacıyla düzenlenen yarışmada, Türkiye finans sektöründe yenilikçiliği teşvik eden ve sektörün dijital dönüşümüne öncülük eden banka ve fintechler ödüllendirildi. Bu kapsamda bankalarda QNB Finansbank ‘Jüri Özel Ödülü’ne; Kuveyt Türk ‘İş Birliğine En Açık Banka Ödülü’ne; Akbank ‘Vizyoner Banka Ödülü’ne ve İş Bankası ‘Öncü Banka Ödülü’ne layık görülürken öncü fintechlerdeki sıralama da şu şekilde gerçekleşti: Garanti BBVA Kripto: Jüri Özel Ödülü; Faturalab: Finansal Kapsayıcılık Ödülü; Teamsec: Yenilikçi Fintech Ödülü; Tarfin: Yükselen Fintech Ödülü; United Payment: Küresel Fintech Ödülü ve Colendi: Öncü Fintech Ödülü.

“Bilgi Hazinesi Avı’ 2.000 Euro Değerinde Bitcoin Kazandırdı! 

Katılımcılar için düzenlenen ve iki gün boyunca etkinlik alanında gizlenen NFT’leri toplama esasına dayanan ‘Bilgi Hazinesi Avı’, en çok NFT’yi toplayan etkinlik katılımcısı İsmail Kucur’a 2.000 Euro değerinde Bitcoin ödülü kazanma şansı verdi. Kucur ödülünü, FINTR Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu ve Utilify Kurucu Ortağı Eren Timur‘un elinden aldı.

Sponsorlar Finansal Teknoloji Ekosistemine Güç Verdi!

Gate.io’nun ‘İsim Sponsoru’ olduğu IFW’24’te, BankPozitif ve Payfix ‘Black Sponsor’; Akbank, Definex, Mastercard ve Türkiye İş Bankası, ‘Premium Sponsor’; BtcTürk, Ftechlabs, Garanti BBVA, Hiperaktif Kredi, KPMG, Paycell, Sipay, Solak & Partners ve Yapı Kredi FRWRD da ‘Co-Sponsor’ olarak yer aldı. Odeabank, C-Suite kapalı oturumlarının sponsorluğunu üstlenirken; Axis VIP Travel, Bybit, D&R, Endless Fairs, Interpress, Movenpick Otel İstanbul Marmara Sea, Utilify, Venus ve Warpiris ‘Destekçi’; Aposto, BloombergHT, Btchaber, Bundle, DAO Wagmi, FintechTime, Hizmetix ve Mall Report ‘Medya Partneri’; Cointelegraph Türkiye, StartupMarket ve IMM ‘Stratejik Partner’ ve son olarak Black Swan da “YouTube Partneri” olarak etkinliğe güç kattı.

İstanbul Fintech Week Önümüzdeki Yıl ‘Sparkz’ Adıyla Düzenlenecek

Beş yıldır İstanbul Fintech Week adı altında katılımcıların bir araya geldiği etkinlik, 2025 yılı itibarıyla ‘Sparkz’ adıyla düzenlenecek. Kıvılcımlar alt temasıyla marka dönüşümü yapan etkinlik, finans dünyasını değiştiren yenilikçi fikirleri ve uygulamaları, sektörü canlı tutan, rekabetçiliği güçlendiren devrimci girişimleri daha geniş bir perspektifte ve küresel ölçekte ele almayı hedefliyor. Etkinlik Sparkz markasıyla başka ülkelerde de düzenlenecek.

 Etkinlikten Öne Çıkan Demeçler / Cümleler 

 “Kripto paraların geleceği çok parlak.” / Russell Shen, Gate US

 “Türkiye’de etkili işleyen rekabetçi bir ekosistem yaratmayı hedefliyoruz. Parasal mimariyi etkileyen her teknolojik gelişme yeni faydaları ve riskleri beraberinde getiriyor. Bu noktada merkez bankaları olarak biz para ve ödemelerin istikrarını ve güvenliğini sağlamaktan sorumluyuz.” / Prof. Dr. Hatice Karahan, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı

 “Dijital kimliklerin popülaritesi giderek artıyor ve beş ila on yıl içinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşanacak… 2030 yılına gelindiğinde tamamen tokenize olmuş bir pazarın dünya GSYH’sinin yüzde 10’unu oluşturacağı öngörülüyor.” / Christina Frankopan, UCL Blockchain Merkezi

 “Merkez bankalarının fai̇zleri̇ artırmaya başladığı 2022 yılından i̇ti̇baren fintech’e yatırılan dolar hacmi̇ i̇sti̇krarli bi̇r şeki̇lde ilerliyor. / Jason Mikula, Fintech Business Weekly.

 “Bankalar ve bankacılık birliklerinin ortak yollar ve çerçeveler belirlemek için bir araya gelmeleri gerek. Düzenleyici kuruluşların yapabileceği çok şey var.” / Amnah Ajmal, Mastercard.  

 “Günümüz dünyasında teknolojinin insanlığın bilgi birikimini artırmak için değil kolaylık yaratmak adına kullanılmasını doğru bulmuyorum.” / Tarihçi Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı

 “Merkez Bankası çalışanları konuştuğunda her bir kelime önemlidir:” / Paolo Sironi, IBM Institute for Business Value. 

 “Teknoloji̇ i̇ş strateji̇si̇ni̇ taki̇p etmeli̇dir, yapay zeka iş stratejisi hedeflerini sürdürmek için seçilmeli.” / Clara Durodie, Cognitive Finance Group. 

 “Bugünkü hızda teknolojik ilerlemelerin sonucu olarak, önümüzdeki 4-5 yıl içinde dünyada yüz yıllık değişime eşdeğer bir değişim göreceğiz.” Aragorn Meulendijks. 

 “Türk bankaları yıllar içerisinde servis kalitesini çok yükseltti ve bunu düşük maliyetle yapmanın yollarını bulmak zorunda kaldı.” / Tolga Ulutaş, Definex.

 “Blockchain sistemi sadece etiket amaçlı kullanılmamalı… Türk bankaları 10-15 yıllık yeni teknolojilere yatırım yapması açısından fintek ve diğer ekosistemleri destekleyen önemli bir kaynak” / Cahit Erdoğan, Yapı Kredi.

 “Mühendislik denkleme girdiğinde, yatırım yaparken dikkatli olmanız gerekir.” / Dr. Artunç Kocabalkan, Black Swan Finance 

 “Nakit kabul etmiyoruz tabelalarını artık Türkiye’de de görmeye başladık… Dijitalleşme gri ekonominin ortadan kalkması için olmazsa olmaz bir unsur. Biz 1 trilyon dolarlık bir değeri ekonomiyi dijitalleştirerek sağladık.” / Hüsnü Avşar Gürdal, Mastercard

 “Merkez Bankası yalnızca bir düzenleyici kurum değil aynı zamanda bir altyapı sağlayıcı. Finans sektöründe yıkıcı yenilikçilik gelenek haline geldi. Finteklerimizin de bu akımla birlikte gelişmesini umuyoruz.” / Zeynel Abidin Avcı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. 

 Ekosistemin önemi bir parçası olan düzenleyici kuruluşlar dijital dönüşümü çok desteklediler. Dijitalleşmenin maliyetinin düşürülmesi gerekiyor” / Sinan Erdem Özer, Odeabank.

 “Önümüzdeki 10 sene içerisinde kredi kartları cep telefonlarında saklanacak. Telefonlarda sanal poslar olacak ve iki telefon karşı karşıya geldiğinde ödemeler tamamlanacak.” / Kerem Orbay, Garanti BBVA Payment Systems.

 “Fintekin ve ödeme kuruluşlarının önü açık. Sektörde rekabet var ancak aynı zamanda birleşmeler de görüyoruz.” / Dr. Erhan Yazgan, Payfix. 

 “Finans şirketlerinin cinsiyet eşitliği konusundaki açıklamaları her geçen gün artıyor.” / Burçak İnel, European Banking Federation.

 “Tüm risk sermayesi endüstrisi ABD Merkez Bankası FED tarafından kontrol ediliyor. / Mike Sigal, Sigal Ventures.

 “Fintech çok güçlü bir rüzgar. Buna karşı durursanız sizi alıp götürür!” / Alper Özata, Hiperaktif Kredi.

 “Lütfen her türden kaynağı okuyun. Kavramlara hakim olun. Umutlu olun ancak heyecan ve coşkuyla değil bilgiyle hareket edin.” / Efe Bulduk, FirstBatch (Çeşitli iniş çıkışlar yaşanan kripto para piyasasında yükseliş dönemlerine dair)

 “Bugün geldiğimiz noktada 1980 ve sonrası doğumlu herhangi bir genç koltuğunun altına laptopunu sıkıştırıp dünyayı dolaşırken bir sanayi şirketinin ortaya koyduğu bir yıllık katma değeri pekala elde edebiliyor.” (WhatsApp örneğinden hareketle) / Prof. Dr. Emre Alkin, Topkapı Üniversitesi

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu1

Çift İş’te Çalışmak Tercih Mi, Zorunluluk Mu?

Satınalma Eğitimi Çift İş’te Çalışmak Tercih Mi, Zorunluluk Mu?

Satınalma Eğitimi Çift İş’te Çalışmak Tercih Mi, Zorunluluk Mu?Günümüzde pek çok şirket ofisten çalışmaya dönse de hibrit çalışma modeli hayatımızdan temelli çıkmayacak gibi gözüküyor. Evden çalışmanın sağladığı esneklik işveren ve İK yöneticilerinin çalışanlar üzerindeki kontrolünü azaltırken, beyaz yakalılara da gizlice iki ya da daha fazla şirket için çalışmanın yolunu açıyor. Bu durum iş dünyasında endişe yaratıyor. Bunu fark eden vizyoner şirketler iyi yetişmiş insan kaynağını başka şirkete kaptırmamak için yetenek yönetimine, eğitime ve yan haklara odaklanıyor.

Teedo Online Eğitim Platformu Genel Müdürü Selçuk Aytekin, “İyi yetişmiş ve potansiyele sahip bir çalışanı elde tutmak, yetenek yönetimi stratejinizin ayrılmaz bir parçası olmalı. Bu nedenle kişisel ve mesleki becerilerini artırmak için onları desteklemelisiniz” diyor. Teedo, şirketlere çalışan memnuniyetini artıran, şirket içi yetenek havuzunuzu güçlendiren farklı ve kapsamlı eğitim seçenekleri sunuyor.

Pandeminin başlangıcında dünyadaki milyonlarca beyaz yakalı çalışanın aniden evden çalışmaya başlaması birçok yöneticiyi derinden sarstı. İnsanlar zorunlu olarak evden çalışmaya başladığında işverenler ve İK yöneticileri, çalışanlar üzerindeki kontrolün çok önemli bir kısmını kaybetti. Evden çalışanlar işe gidip gelmekten, ofisteki dikkat dağıtıcı işlerden ve yöneticilerinin şahin bakışlarından kurtuldu. Ancak bazıları, önlerine çıkan yeni özgürlük fırsatlarını kendi lehlerine çevirmeyi de ihmal etmedi. Günümüz ekonomik koşullarında istediği ücreti alamayan ve geçim zorluğu yaşayan pek çok çalışan, ‘çift iş’ yaparak aynı anda birden fazla gelire (double-dipping) sahip olma gayreti içine girdi.

McKinsey danışmanlık firmasının öngörüsü, ABD’de aynı anda çift işte çalışanların oranının toplam iş gücünün yüzde 5’inden az olmadığı yönünde. Eylül 2022’de Gallup’un anketine katılan üst düzey yöneticilerin yüzde 16’sı, yönetim ekibinin, firmalarındaki uzaktan çalışanların gizli olarak ikinci bir işe sahip olabileceğinden şüphelendiğini söylüyordu.

‘Çoklu çalışanlar’ olarak adlandırılan bu kişilerin sayısı Türkiye’de de giderek artıyor. “Babam, bizi üniversiteye gönderebilmek için iki işte birden çalıştı” söylemi, mevcut ekonomik koşullara bağlı olarak günümüze taşınmış durumda. Özellikle genç çalışanlar, artan maliyetleri karşılamak için ‘çift iş’e yöneliyor.

Evden çalışmanın sağladığı lokasyon ve saat özgürlüğü, ‘çift iş’e sahip olma seçeneğinden daha fazla çalışanın yararlanmasını sağlıyor. Bu da işveren ve İK yöneticilerini çeşitli nedenlerle endişelendiriyor. İlk neden, rekabet kaygısı. Özellikle gizli bilgilere sahip bir çalışanın rakip firmaya da hizmet etmesi endişe yaratıyor. Bunun dışında çalışanın performansının etkilenmesi, kendisinden beklenen iş kalitesini ve yoğunluğunu karşılayamaması da endişe konusu. Tüm bu nedenlerden ötürü iş sözleşmelerinde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran hükümlere artık daha sık rastlanıyor. İşverenin rekabet ihlali ya da yapılan ikinci işin mevcut işe zarar verdiğini ispat etmesi halinde sözleşme feshine kadar giden bir süreç işliyor. Son 5 yılda özellikle Z kuşağı ve yaratıcı endüstrilerde çalışanlar bu nedenle full-time ve sözleşmeli çalışmayı tercih etmiyor. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada eğilim özellikle de pandemi sonrasında bu yönde gelişti. Çalışma koşulları bu eğilime göre düzenlenmediği ve bu durum işverenler tarafından dikkate alınmadığı takdirde önümüzdeki dönemde full-time ve ofisten çalışacak insan bulmakta daha zorlanılacağı iş dünyasında endişe konusu.

Aşırı Tepki Motivasyonu Düşürüyor

Peki, böyle bir durumda yöneticiler genelde nasıl tepki veriyor? Birçok yönetici sadakatsizlik karşısında anında öfkeleniyor ve çalışanın diğer tüm işleri durdurması konusunda ısrar ediyor. Bu aşırı tepki, aradaki ilişkiyi sarsıyor ve çalışanın motivasyonunu da tamamen düşürüyor.

Diğer bir yönetici tipi ise buna iş yükünü artırarak tepki veriyor; “Başkası için çalışacak zamanın varsa benim için daha fazlasını yapabilirsin” diyor. Bu seçenek de performans düşüşüyle sonuçlanıyor ve genellikle çalışanın diğer işi tercih etmesine yol açıyor.

Bu konuda en olgun yaklaşım ise çalışanın başarısını kutlamak. Zor olsa da çalışanın ikinci işini kabul etmek ve yüksek performans sergileyen bir çalışanı takdir etmek, hatta ödüllendirmek, kişinin o şirkete ve işine olan bağlılığını artırıyor.

Çalışanınıza Destek Olun!

Geniş ve uzmanca tasarlanmış eğitim programlarıyla beyaz yakalı profesyonellerin kariyer gelişimine odaklanan Teedo Online Eğitim Platformu’nun Genel Müdürü Selçuk Aytekin, “Bugün özellikle Y ve Z kuşağı, artan yaşam maliyetlerini karşılamak, aynı zamanda farklı bir iş deneyimi daha yaşamak amacıyla ‘ikinci iş’te çalışmaya yöneliyor. Özellikle yaratıcı endüstrilerde çalışanlar, tam zamanlı ve sözleşmeli çalışmayı tercih etmiyor. Öyle ki şirketler yakın zamanda ofisten çalışacak personel bulamadığı gibi, önümüzdeki 10 yılda tam zamanlı çalışan bulmakta da zorluk çekecek. Oysa işverenler, bir çalışanı başka bir şirkete kaptırmak yerine, bu çalışanların mevcut pozisyonlarında üretken ve tatmin olmaları için tam olarak neye ihtiyaç duyduklarını öğrenebilir ve bunu karşılayabilir. İyi yetişmiş ve potansiyele sahip bir çalışanı elde tutmak, yetenek yönetimi stratejinizin ayrılmaz bir parçası olmalı. Kişisel ve mesleki becerilerini artırmak için onları desteklemelisiniz. Bu nedenle doğru işe doğru çalışan yerleştirmeyi, çalışana doğru yatırım yapmayı önceliklendiren tüm kurumsal şirketlerin bir eğitim bütçesi var ve yıl boyunca çalışanların ihtiyaçlarına, organizasyon şemasının gerekliliklerine yönelik eğitim programı satın alımları gerçekleştiriyorlar. Şirketler eğitimlerimizi, şirketin mevcut çalışan fayda paketlerine dahil ederek hem çalışan memnuniyetini artırabiliyor hem de şirket içi yetenek havuzunuzu güçlendirebiliyor” diye konuştu.

E-ihracatta Kullanılabilecek Yapay Zeka Araçları

Satınalma Eğitimi E Ihracatta Kullanılabilecek Yapay Zeka Araçları

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Tarafından “E-i̇hracatta Chatgpt ve Yapay Zekâ Araçları” İsimli Bir Kılavuz Yayınlandı. Kılavuz, E-ihracat Yapmak İsteyen Veya Mevcut Faaliyetlerini Genişletmek İsteyen İhracatçıların İhtiyaçlarına Yönelik Kapsamlı Bir Kaynak Sunuyor

Satınalma Eğitimi E Ihracatta Kullanılabilecek Yapay Zeka AraçlarıTicaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “E-İhracatta ChatGPT ve Yapay Zekâ Araçları” kılavuzunda, e-ihracat yapanların iş süreçlerini optimize etmek, pazar analizi yapmak, müşteri hizmetlerini geliştirmek, ürün listelemek, reklam ve pazarlama yapmak, web sitesi açmak, yabancı dillerde hizmet vermek gibi birçok konuda yardımcı olacak yapay zeka araçları detaylıca anlatılıyor.

Kılavuzun, e-ihracatın Türkiye’nin genel ihracatı içindeki payını yüzde 10’a çıkarma hedefi doğrultusunda hazırlanmış çok kapsamlı bir kaynak olduğunu belirten TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucu CEO’su Cenk Çiğdemli, “Giriş, ChatGPT ve Diğer Yapay Zekâ Araçları olmak üzere 3 bölümden oluşan kılavuz; yapay zekânın nasıl çalıştığını, ChatGPT ve e-ihracattaki yerini, ChatGPT’nin iki farklı versiyonu 3.5 ile 4.0’ün karşılaştırmasını, kullanırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, hangi konularda yararlanılabildiğini ele almasının yanı sıra Midjourney, Tailor Brands, OpusPro gibi diğer yapay zeka araçlarını da inceleyen bir rehber. Bu rehberde yapay zeka araçlarını e-ihracat veya e-ticaret yaparken kullanmak isteyen işletmelere yönelik birçok pratik bilgi mevcut” dedi. Kılavuzun bir özetini çıkararak önemli kısımların altını çizen Çiğdemli, şu bilgileri paylaştı…

E-Ticarette Yapay Zeka

E-ticaret alanında yapay zeka, müşteri davranışlarını analiz etmek, kişiselleştirilmiş ürün önerileri sunmak ve müşteri hizmet süreçlerini en uygun hale getirme alanlarında etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Chatbotlar ve sanal asistanlar, müşteri sorgularını hızla yanıtlayarak, daha tatmin edici bir alışveriş deneyimi sunmaktadır. Ayrıca yapay zeka destekli sistemler stok yönetimi ve talep tahmininde rol alarak işletmelerin envanter yönetimini verimli bir hale getirmeye de katkı sağlamaktadır. Yapay zeka destekli sistemler, en etkin sevkiyat yollarını belirlemek, nakliye maliyetlerini düşürmek ve dağıtım süreçlerini daha hızlı bir hale getirmek amacıyla da kullanılmaktadır. Yapay zeka, tedarik zinciri ağlarında meydana gelebilecek olası aksaklıkları önceden tahmin ederek, bu tür sorunları önlemeye yardımcı olmaktadır.

ChatGPT Kullanırken Nelere Dikkat Etmeli? 

Açık ve detaylı sorular sorun, spesifik olun. Örneğin, “e-ihracatta en etkili pazar araştırma yöntemleri hangileridir?” gibi spesifik sorular sormak, daha net ve kullanışlı cevaplar almanızı sağlamaktadır. Yapay zekaya sorulacak sorunun bağlamını açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Eğer belirli bir ülke, sektör veya hedef kitle ile ilgileniliyorsa, bunun soruda belirtilmesi gerekmektedir. Kendinizi bir işletme sahibi, pazar araştırmacısı veya e-ihracat danışmanı gibi konumlandırarak soruların bu perspektiften sorulması ise, alınacak olan cevabın kalitesini artırmaktadır. Ne tür bilgilere ihtiyacınız olduğunu ve hangi konularda yardıma ihtiyaç duyduğunuzu netleştirmelisiniz. Örneğin, e-ihracat için ürün listeleme stratejileri, uluslararası gönderim yöntemleri veya yerel pazar trendleri hakkında bilgi isteyebilirsiniz. ChatGPT belirli ülkelerdeki veya sektörlerdeki e-ihracat trendleri ve tüketici davranışları hakkında bilgi vermektedir. Bu da pazar analizi bakımından faydalı olabilir. ChatGPT ile etkileşimli bir diyaloğa girmekten kaçınılmamalıdır. Eğer verilen cevap tam olarak tatmin etmediyse, daha fazla ayrıntı veya açıklama isteyerek konuşmanın derinleştirilmesi gerekmektedir.

Hangi Konularda ChatGPT’den Yararlanabiliriz? 

Potansiyel müşteri soruları veya itirazlarına nasıl yanıt verileceği konusunda senaryolar oluşturmak ve ChatGPT’ye bu senaryolara nasıl cevap vereceğini sormak müşteri hizmetleri ekibinizin daha etkili iletişim kurmasına yardımcı olabilmektedir. Farklı hedef pazarlar için özel satış ve pazarlama mesajları oluşturmak üzere de ChatGPT’den yardım alabilirsiniz. ChatGPT’ye belirli bir hedef kitle veya pazar segmenti için nasıl bir pazarlama mesajı hazırlayabileceğinizi sorabilirsiniz. Ayrıca ChatGPT’yi kullanarak belirli ürün kategorileri, hizmetler veya teknolojilerdeki eğilimleri ve gelişmeleri yakından takip edebilirsiniz. Yeni iş fırsatlarını tespit edebilir veya mevcut stratejilerinizi güncellerken destek alabilirsiniz. Örneğin; ChatGPT, içerisinde sizin verilerinizin yer aldığı bir Excel tablosundaki istatistikleri analiz edebilmektedir. Blog yazıları, sosyal medya gönderileri veya e-posta bültenleri için içerik fikirleri üretmek üzere de ChatGPT’den yararlanabilirsiniz. Potansiyel müşterilerle sosyal medyada nasıl etkileşime geçileceği konusunda stratejiler ve öneriler alabilirsiniz. ChatGPT ile oluşturulan senaryolar ve simülasyonlar aracılığıyla ekiplerinizi eğitmek için interaktif materyaller, eğitim modülleri ve programlar geliştirebilirsiniz. E-ihracat stratejileri, uluslararası ticaret düzenlemeleri ve kültürlerarası iletişim konularında kendinizi ve ekibinizi sürekli olarak geliştirmek için ChatGPT’den yararlanabilirsiniz. ChatGPT ile, müşterileriniz için kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri ve öneriler geliştirmek üzere fikirler üretebilirsiniz. Örneğin, belirli müşteri profilleri için ürün önerileri veya kişiselleştirilmiş pazarlama mesajları hazırlayabilirsiniz. Daha detaylı açıklayacak olursak, müşterinin ilgi alanları, alışveriş geçmişi, demografik yapısı (yaş, cinsiyet, konum vb.) gibi bilgiler kullanılarak, ChatGPT bu müşteri profiline uygun ürünler önermektedir. ChatGPT, tedarikçilerle iletişim kurarken kullanılabilecek e-posta şablonları veya iletişim stratejileri geliştirmede de yardımcı olmaktadır. Farklı kültürlerdeki iş ortaklarıyla etkili iletişim kurma yolları hakkında öneriler sunmaktadır. Ayrıca farklı lojistik seçenekleri ve gönderim stratejileri hakkında bilgi edinmek için ChatGPT’yi kullanabilirsiniz. ChatGPT, uluslararası gönderimlerinizi daha etkin bir şekilde planlamanıza yardımcı olabilir. Farklı pazarlardaki düzenleyici gereksinimler ve uyum standartları hakkında bilgi edinmek için ChatGPT’den yararlanabilirsiniz. ChatGPT, potansiyel yasal ve ticari riskleri azaltmanıza yardımcı olabilir. Farklı dillerde iletişim kurmanıza yardımcı olarak, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi farklı dilleri konuşan müşterilere sunmanıza olanak tanır. Potansiyel yeni ürünlerinizin pazar kabulünü test etmek için senaryolar oluşturabilir ve ChatGPT ile bu senaryoları değerlendirebilirsiniz. Web sitenizin kullanıcı deneyimini iyileştirmek için ChatGPT ile fikirler geliştirebilir ve potansiyel iyileştirmeler hakkında görüş alabilirsiniz. Sadık müşteri tabanı oluşturmak ve mevcut müşterilerle ilişkilerinizi güçlendirmek için ChatGPT’den yararlanabilirsiniz. Örneğin, müşteri sorularına hızlı ve etkili yanıtlar vermek veya kişiselleştirilmiş teşekkür mesajları göndermek için kullanabilirsiniz.

Detaylı Komutlar Çok Önemli

ChatGPT’deki etkili kullanım büyük ölçüde komutlara dayanmaktadır. En basit haliyle, komutlar açık bir biçimde ifade edilmiş talimatlar olarak ChatGPT’ye ne yapması gerektiğini belirtmemiz gerekmektedir. ChatGPT’nin verimliliği ve performansı, kullanıcının nasıl komutlar verdiğine doğrudan bağlıdır. ChatGPT ile elde edilen çıktıların kalitesi ve doğruluğu, verilen komutların açıklığı ve detayına göre değişmektedir. Eğer komutlar net ve spesifikse, ChatGPT de o kadar etkili ve hedefe yönelik yanıtlar üretir. ChatGPT ile istenen sonuçlara ulaşma derecesi, kullanıcının komut verme becerisine ve bu komutların niteliğine göre belirlenmektedir. ChatGPT ile etkileşimde bulunurken, komutunuzun bağlamını ve arka planını net bir şekilde belirtmek de önemlidir. Örneğin, lojistikte belirli bir taşıma yöntemi veya rota üzerine sorular sorarken, mevcut piyasa koşulları veya belirli coğrafi özellikler gibi faktörleri de dikkate almak, daha gerçekçi ve uygulanabilir yanıtlar almanıza olanak tanımaktadır. Diğer bir örnekte ise, e-ticaret alanında, belirli bir ürün gamı veya pazar segmenti hakkında bilgi talep ederken, mevcut tüketici eğilimleri veya mevsimsel değişiklikler gibi unsurları da komutunuza dahil etmek, ChatGPT’nin daha alakalı ve uygulamaya yönelik cevaplar vermesine yardımcı olmaktadır. Bu tür detaylar, yapay zekanın analizinin kapsamını genişleterek, daha derin ve anlamlı sonuçlar elde etmesini sağlamaktadır.

E-ticarette Kullanılabilecek Diğer Yapay Zeka Araçları

-Midjourney, komutları kullanarak görüntüler oluşturmak için kullanılan bir yapay zeka programıdır. Şu anda, bu yapay zeka uygulamasına yalnızca Discord botu aracılığıyla erişilebilmektedir. Midjourney’de komutlar İngilizce yazıldığında daha iyi sonuçlar alınmaktadır.

-Tailor Brands, kullanıcıların kurumsal kimlik geliştirme sürecinde önemli bir destek sağlamaktadır. Bu platform, markalaşmanın temel aşamalarını kullanıcıya sunarak, kurumsal kimliğin hızlı ve etkili bir şekilde oluşturulmasına olanak tanımaktadır. Söz konusu yapay zeka tabanlı araç ile kullanıcılar, markalarının logosunu, kartvizitlerini, sunumlarını ve web sitelerini kolaylıkla tasarlayabilmektedirler. Benzer yapay zeka araçları olarak; LogoAi, Logo-mockup, Looka söylenebilir.

-10Web IO yapay zeka aracı, kullanıcıların web sitesi hazırlamalarına kolaylık sağlar. Bu platform, oluşturulan web sitelerine ödeme sistemlerinin entegre edilmesine imkan tanıyarak, kullanıcıların e-ticaret web sitelerini verimli bir şekilde kurulmasına katkıda bulunmaktadır. Benzer yapay zeka aracı olarak; DesignlyAi, söylenebilir. Aşağıdaki görselde, ilgili web sitesinin ana sayfasında yer alan “Generate Your Website” seçeneğine tıklayarak web sitesi kurulum süreci başlatılmaktadır.

-Opus Pro, uzun biçimli videolardan kısa kliplerin oluşturulmasında kolaylık sağlayan bir yapay zeka video düzenleme yazılımıdır. Bu yazılım, videoları analiz etmek, alakalı ve ilgi çekici klipler oluşturmak için yapay zeka algoritmalarından faydalanmaktadır. Benzer yapay zeka araçları olarak; CapCut, PicsArt söylenebilir.

-Invideo AI, metin tabanlı bilgileri kullanarak video içerikleri oluşturma aracıdır. Kullanıcılar, video oluşturmak istedikleri konunun başlığını platforma girerek, istedikleri video türünün hazırlanmasını sağlayabilirler. Benzer yapay zeka araçları olarak; Text to Video, Kaiber söylenebilir. Invideo AI, belirlenen konu üzerine araştırma yaparak kullanıcıların talep ettiği videoyu üretmeye başlar. 5-10 dakikalık bir YouTube videosu ya da 1 dakikalık kısa bir video olabilir.

-Gamma App, kullanıcıların yapay zeka kullanarak saniyeler içinde belgeler, sunumlar ve web sayfaları oluşturmasına olanak tanıyan yeni bir platformdur. Kapsamlı biçimlendirme ve tasarım çalışmalarına gerek kalmadan ilgi çekici içerik oluşturmayı kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. Benzer yapay zeka araçları olarak; MagicSlides, SlidesPilot söylenebilir. Sonuç Alma Gamma App yapay zeka aracında ilgili alana yapay zekanın hazırlaması istenilen konu yazılır. “Generate Online” butonuna tıklayarak yapay zeka aracının sunumu hazırlaması başlatılmaktadır. Gamma, komut olarak girdiğiniz bir konuyla ilgili de bir sunum hazırlayabilir ya da yüklediğiniz bir dokümanla ilgili de bir sunum hazırlayabilir

-ElevenLabs, içeriği her dilde ve seste evrensel olarak erişilebilir hale getirme misyonuna sahip bir ses yapay zekası araştırma ve dağıtım şirketidir. Benzer yapay zeka araçları olarak; WavoAi, Transcript LOL söylenebilir. ElevenLabs, 20’den fazla dilde ve mevcut sesle yeni konuşma üretme yeteneği sağlayan yapay zeka aracıdır. ElevenLabs size e-ihracat alanında reklam kampanyaları yürütürken kullanacağınız videoların seslendirmesinde kolaylık sağlayacak bir yapay zeka aracıdır. Örneğin; kılavuzda yer alan yapay zeka araçlarından, Invideo üzerinden bir video hazırlayıp daha sonrasında bu videoyu ElevenLabs ile istenilen dil seslendirilir.

-TLDV.io, video içeriğini özetleyerek önemli noktaları çıkaran bir yapay zeka aracıdır. Zoom, Google Meet ve Microsoft Teams gibi popüler platformlarla entegre çalışabilir. Toplantıları kaydetme, transkripsiyon işlemi ve önemli anları işaretleme gibi imkanlar sunmaktadır. Kullanıcılar, toplantı özetlerini ve anahtar noktaları kolayca paylaşabilir ve çeşitli işbirliği araçlarıyla entegre edebilirler. TLDV.io; iş, eğitim ve araştırma gibi alanlarda video içeriğinden hızlı ve etkili bir şekilde faydalanmayı sağlamakta olan kullanışlı bir araçtır.

Borusan Cat, Tüm Tesislerini “Sıfır Atık” Hedefiyle Dönüştürdü

Satınalma Eğitimi Borusan Cat, Tüm Tesislerini “sıfır Atık” Hedefiyle Dönüştürdü

Satınalma Eğitimi Borusan Cat, Tüm Tesislerini “sıfır Atık” Hedefiyle DönüştürdüBorusan Grup şirketlerinden Borusan Cat, Türkiye’nin dört bir yanındaki tesislerini Sıfır Atık Yönetmeliği’ne göre yeniden tasarladı. Gebze, Ankara, İzmir, Adana Trabzon, Diyarbakır tesislerini T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sıfır atık yönetim sistemi uygulamalarına göre düzenleyen şirket, tüm tesislerinde Sıfır Atık Belgesi’nin sahibi oldu.

“Daha İyi Bir Dünya İçin Çözüm Üretiriz” şirket amacı ile operasyonlarını Türkiye’nin yanı sıra Kafkasya ve Orta Asya’da sürdüren ve bu sene 30. kuruluş yılını kutlayan Borusan Cat, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan tesislerini, “Sıfır atık sertifikalı ofis ve tesisler” hedefiyle Sıfır Atık Yönetmeliği’ne göre dönüştürdü. Bu düzenleme ile tüm tesislerinde ‘‘Sıfır Atık Belgesi’’nin sahibi oldu. Şirket, 1 yıl içinde tüm tesislerinde plastik pet şişe kullanımını sonlandırmayı ve toplam atık miktarını her yıl yüzde 5 azaltmayı hedefliyor.

Döngüsel Ekonomiye 62,4 Milyon Dolarlık Katkı

Atık yönetim sistemleri çalışmalarına 2020 yılında başlayan Borusan Cat, fotokopi makinelerinde renkli kartuş kullanımının kısıtlanmasından, pet şişe kullanımını kaldırarak termos kullanımına geçilmesine kadar, çeşitli uygulamalar hayata geçirerek ekiplerine yönelik detaylı eğitimler düzenledi. Tesislerde ek atık kutularının yerleşimini de gerçekleştiren şirket, çevre danışmanıyla birlikte atık alanlarında atık cinslerine uygun olarak geri dönüşümü sağlayacak geçici depolama alanlarını oluşturdu ve 2023 yılında yaklaşık 450 ton atık malzemeyi geri kazanım ile değerlendirerek 116 ton atığın, enerji geri kazanım tesislerine sevkiyatını gerçekleştirdi.

Borusan Cat, sürdürülebilirlikle birleştirdiği proaktif iş modeli ile karbon emisyonlarını azaltırken, döngüsel ekonomiye de katkı sağlıyor. 2023 yılında Türkiye’nin yanı sıra uluslararası operasyonlarıyla, 6.517 ton malzemeyi yeniden kullanarak döngüsel ekonomiye kazandırdı ve direkt olarak 62,4 milyon dolara eş gelen değer yarattı. Borusan Cat, 2030 yılına kadar yılda 9.000 ton malzemeyi yeniden kullanarak döngüsel ekonomiye daha fazla değer yaratmayı hedefliyor.

Doğadan İlham Alıp, Geleceğe İlham Veriyor

Borusan Holding ve Grup şirketleri sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temel taşı olarak görüp kapsayıcı bir şekilde ele alırken iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Dünyadan ilham alarak geleceğe ilham vermek için çalışan Borusan, sürdürülebilirliği paydaş temelli bir yapılanma olarak görüyor ve doğayı iş süreçlerine katarak tüm yaşama “fayda” sağlamak için çalışıyor.

Çocuk ve Gençlere Akıllı Harcama Alışkanlıkları Kazandırma

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem çocuk Ve Gençlere Akıllı Harcama Alışkanlıkları Kazandırma

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem çocuk Ve Gençlere Akıllı Harcama Alışkanlıkları KazandırmaGünümüzde küçük yaşlarda akıllı harcama alışkanlıkları kazanmak eskiye oranla daha fazla önem kazandı. Çocuklara ve gençlere akıllı harcama alışkanlıkları kazandırmanın insanlığın geleceğine tahmin edilenden daha fazla olumlu etkileri var.

Farkında mısınız ? Günümüzde pek çok genç ve çocuk nasıl para sahibi olacağı hakkında en ufak bir endişe duymuyor. Tüketim toplumu olduk derken artık sadece yetişkinliklerin harcama alışkanlıklarını konuşmuyoruz. Gençlerin ve çocukların harcama alışkanlıklarındaki yanlışlar, yetişkinlerin yanlışlarının önüne geçmiş durumda. Bilinçli ebeveynler kadar bilinçli genç ve çocukların yetişmesi de oldukça mühim.

Mesela bir anne baba düşünün, bin bir emek bin bir zorlukla kazandığı parayı kendi ihtiyacından feragat ederek çocuğunun keyfiyet derecesindeki bir harcaması için kullanabiliyor. Gençler ve çocuklar nasıl kazanıldığından habersiz oldukları parayı bilinçsizce ve kolayca harcayabiliyor. Yani aslında çocuklar parayı nasıl harcamaları gerektiğini tam olarak bilmiyor. Çocuklara ve gençlere ödemeleri gereken faturaların sorumluluğu henüz verilmeden, yani yetişkin olmadan erken yaşlarda en iyi harcama alışkanlıklarını kazandırabilmek gerekiyor. Bilinci geliştirmenin aile ekonomisi ve hatta makroekonomi için önemi oldukça büyük…

Çocuklar dijital kanallarda karşılarına çıkan reklamlardan ve sosyal medya pazarlamasından kolayca etkilenebiliyor. Bir çocuk, her yıl TV’de yayınlanan 15 bin ile 40 bin civarında reklama maruz kalıyor. İnternet ve sosyal medya üzerinden maruz kalınan reklam sayısı bunun kat be kat üzerinde. Çocuklar internette, filmde, video oyunlarında ve hatta okulda gördükleri reklamlardan etkileniyor ve harcamalarını bu reklamların kendilerinde bıraktığı algıya göre yönetiyor. Çocuklar harcama konusunda öğrendiklerinin çoğunu algı yönetmeye odaklı gerçekdışı abartılmış bilgilerle donatılan reklamlar yerine ebeveynlerinden ve yakınlık hissettiği diğer bilinçli yetişkinlerden öğrense harcamalarında daha akıllıca mali kararlar almaya çocuk yaşta başlayabiliyor.

Çocuklara erken yaşta doğru harcama alışkanlıkları kazandırmanın en iyi yöntemi onlar için çeşitli sorulardan oluşan, kendi alma alışkanlıklarını sorgulayabilecekleri bir satın almada öz denetim listesi planlamaktan geçiyor. Fikir vermesi açısından listede yer alabilecek soruları şöyle sıralayabiliriz:

  • Zaten benzer bir şey bende var mı ? (Zaten 2 siyah ceketim var. Bir diğerine neden ihtiyacım olsun ?)
  • Birinden ödünç alabilir miyim ? (Bu ceketi sadece pazar günü bir etkinlikte giyeceğim. Bedenime uygun bir ceketi bir arkadaşımdan pazar için ödünç almam mümkün olur mu ?)
  • Bu şeyi başka bir şeyle takas edebilir miyim ? ( Kullanmadığım beyaz gömleğimi siyah ceketi olan başka bir arkadaşımın ceketiyle değiştirebilir miyim ?)
  • Bu şeyi kendim yapabilir miyim ? (Ceketi yün ip alıp kendim örebilir miyim ?)
  • Bu şeyi satın almak için bekleyebilir miyim ? (Ceketi almam hemen gerekli mi ?)
  • İhtiyacım olan kaliteli şey için alabileceğim en düşük fiyat bu mu ? (Ceketi alabileceği alternatifler hakkında yeterince bilgi sahibi mi ve piyasayı iyi araştırdım mı ?)
  • Bu şeyi ikinci el mağazada bulabilir miyim ? (Kullanılmış iyi görünümlü bir siyah ceket alabilir miyim ?)
  • Bu şeyi satan markanın herhangi bir indirimini bulabilir miyim? (İndirimli ceket ya da kampanyaya ulaşabilir miyim ?)

Hepimiz yaşam boyu birçok şey satın alıyoruz. Bunlar arasında gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şeylerde var; sadece keyfiyetten, hobilerden ve ilgi alanlarından kaynaklı satın almayı istediğimiz şeyler de… Keyfiyetten ve sadece istediğimiz için bir şeyi almak yanlış değil. Ancak harcama konusunda akıllı davranmak zorundayız. Akıllıca davranırsak alacağımız şey için en iyi teklifi veya en iyi alternatifi bulmakta zorlanmayız. Akıllıca davranma bize istemeden tasarruf etmemize ve mali açıdan bütçemizde daha istikrarlı davranmaya imkan tanır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem çocuk Ve Gençlere Akıllı Harcama Alışkanlıkları KazandırmaÇocuklara alışveriş yaparken kendilerini sorgulayabilecekleri bu soruları öğretmek ve içselleştirmelerini sağlamak gelecek nesillere bırakılabilecek en büyük miraslardandır. Miras dememin bir nedeni var: Dünya yaşlanıyor ve sonsuza kadar var olacağını düşündüğümüz kaynaklar ne yazık ki tükenerek bir gün bitme noktasına gelecek. Bu kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve gelecek nesillerine aktarımını sağlamak her bireyin üzerine düşen önemli bir sorumluluk. Dolayısıyla, çocukların her yaşta akıllıca harcama alışkanlıkları kazanmalarına ve hatta tasarruf etmeyi öğrenmelerine yardımcı olacak her türlü çaba son derece kıymetli. Hem ekonomiler hem nesillerin geleceği için bu çabalar desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı.

Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU

Bosch Grubu’nun Satışları 91,6 Milyar Euro’ya Yükseldi

Satınalma Eğitimi Bosch Grubu’nun Satışları 91,6 Milyar Euro’ya Yükseldi

Satınalma Eğitimi Bosch Grubu’nun Satışları 91,6 Milyar Euro’ya Yükseldi hedefleri, yüksek derecede karlılık ve mali güç gerektiriyor

  • 2023 mali yılında satışlar 91,6 milyar Euro’ya yükseldi
  • 2024 satışlarında yüzde 5 ila 7 büyüme bekleniyor
  • Büyüme alanlarına odaklanan genişleme: Tıbbi teknoloji örneği – iki yeni iş ortağı ile 300 milyon Euro’luk yatırım
  • CEO Stefan Hartung: “İnovasyonlar, ortaklıklar ve satın almalar yapmayı hedefliyoruz. Ekonomideki olumsuzluklara rağmen bu, faaliyet gösterdiğimiz sektörler dönüşürken büyümemizi ve fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmamızı sağlayacak.”
  • CFO Markus Forschner: “2024 hedeflerimiz çok iddialı ve ekonomik olarak olumlu bir rüzgar beklemiyoruz. Rekabetçiliğimizi korumak için maliyetleri düşürmeye devam etmeliyiz.”

Almanya – Bosch Grubu, 2023 yılında satışlarını ve kazancını artırdı ve zorlu bir ortama rağmen büyüme stratejisini başarıyla uyguluyor. Şirketin yıllık rakamlarını açıklayan Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Stefan Hartung şunları söyledi: “2023 mali yılında finansal hedeflerimize ulaştık ve yarı iletkenlerden entegre bina sistemlerine kadar bir dizi iş alanında pazardaki konumumuzu güçlendirdik. Ekonomik zorluklara rağmen, faaliyet gösterdiğimiz sektörler dönüşürken büyümemizi sağlamak için inovasyonlar, ortaklıklar ve satın almalar yapmayı hedefliyoruz.” Uzun vadede, Bosch en az yüzde 7’lik bir marjla, yıllık ortalama yüzde 6 ila 8 arasında bir büyümeyi ve dünyanın her yerinde, kilit pazarlarında ilk üç tedarikçi arasında yer almayı hedefliyor.

Bosch ayrıca büyüme fırsatları olan inovasyon alanlarını da stratejik olarak genişletiyor. Örneğin tıbbi teknolojide, moleküler tanıyı mikrosistem teknolojisiyle birleştiren yeni bir BioMEMS teknolojisi üzerinde çalışacağını duyurdu. Bu teknoloji, patojenler veya genetik mutasyonlar gibi 250’ye kadar genetik özelliğin tek bir yonga üzerinde ve bir doktorun muayenehanesi gibi doğrudan hizmet noktasında hassas bir şekilde test edilmesine olanak sağlıyor. Hartung, “BioMEMS, moleküler tanılamayı Bosch’un akıllı telefonlarda ve ESP patinaj önleme sistemlerinde kullandığı mikrosistem teknolojisiyle birleştiriyor.” dedi. Şirketin üzerinde çalıştığı ilk BioMEMS testlerinden biri, sepsis veya kan zehirlenmesine neden olan çeşitli patojenleri hedef alacak. Bosch bu amaçla kısa süre önce Randox ile bir geliştirme ve satış ortaklığına girdi. R-Biopharm ile yapılan bir başka stratejik ortaklık ise tüberküloz için tam otomatik bir testin geliştirilmesini hızlandırmayı amaçlıyor. Bosch, bu iki iş ortağı ile birlikte 2030 yılına kadar bu alanda yaklaşık 300 milyon Euro yatırım yapmayı planlıyor.

Satışlar Ve İş Sonuçları 2023’te Iyileşti, 2024 Zorlu Olmaya Devam Ediyor

Geçtiğimiz mali yılda Bosch, olumsuz ekonomi ve piyasa koşullarına rağmen 91,6 milyar Euro’luk satış gerçekleştirdi. Bu yüzde 3,8’lık bir artış veya kur etkisinden arındırılmış yüzde 8’lik bir artışa denk geliyor. Faiz ve vergi öncesi faaliyetlerden elde edilen kazanç (FVÖK) 4,8 milyar Euro olarak gerçekleşti (2022: 3,8 milyar Euro). Faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı yüzde 5,3 ile bir önceki yıla göre 1 puan daha yüksek oldu ve beklenenin üzerinde gerçekleşti. Ancak yine de uzun vadede gerekli olan en az yüzde 7’lik hedef marjın altında kaldı. Bosch, bunu 2026 yılına kadar başarmak istiyor.  Bosch Grubu’nun Mali İşlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Markus Forschner, “Büyüme hedeflerimizi mümkün olduğunca kendi kendimize finanse edebilmemiz için yüksek düzeyde karlılığa ve mali güce ihtiyacımız var. Sene sonundaki başarılı performansımız, 2023 yılı beklentilerimizin genel olarak karşılanmasına katkıda bulundu. Ancak 2024 mali yılı da en az 2023 kadar zorlu geçecek.” dedi.

Bosch’un cari yıl için genel görünümü, özellikle mevcut ekonomik koşulların ışığında, zayıf kalmaya devam ediyor. Forschner, “2024 yılı için herhangi bir ekonomik rüzgar beklemiyoruz.” dedi. Buna göre, 2024 yılında küresel ekonomik büyümenin sadece yüzde 2,3 olmasını, araç üretiminin durgunlaşmasını ve makine mühendisliği pazarındaki zayıflığın devam etmesini bekliyor. Bununla birlikte, iki yıl süren tüketici taleplerindeki azalmanın ardından dayanıklı tüketim malları piyasalarında hafif bir iyileşme öngörülüyor. Bosch, hem inovasyonların hem de uluslararası ayak izinin genişlemesinin buna katkıda bulunmasını bekliyor. Mesela Mısır’da inşa edilen fırın ve Meksika’daki buzdolabı fabrikaları buna birer örnek. 2024’ün ilk çeyreğinde satışlar yıllık bazda yüzde 0,8 azaldı. Döviz kuru etkilerinden arındırıldıktan sonra bu rakam, yüzde 2,7’ye yükseliyor. Forschner, “Bu durum, bir bütün olarak yıl için yaptığımız planlamada hedeflediğimiz yüzde 5 ila 7’lik satış artışının çok iddialı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.” dedi. Forschner, bir önceki yılın faaliyetlerden elde edilen EBIT marjını iyileştirmenin zor olacağını açıkça belirtti: “Sadece durgun bir piyasa ortamıyla ve stratejik öneme sahip alanlardaki ön yatırımlarda beklenen artışla mücadele etmiyoruz. Yeniden yapılanma ve süreç iyileştirmeleri de ilk başta olumsuz bir etki yaratacak ve olumlu etkileri ancak gecikmeli olarak ortaya çıkacaktır.” Ayrıca Bosch, faaliyet gösterdiği sektörler dönüşürken rekabetçi kalabilmek için maliyetleri daha da düşürmek ve yapısını değiştirmek istiyor. Forschner, “Gerekli önlemleri tutarlı bir şekilde, ancak orantılı olarak uygulayacağız. Personel tarafındaki gerekli düzenlemeler, zorunlu işten çıkarmalar olmadan ve ilgili kurumlara danışılarak yapılacak.” dedi.

Büyüme Alanı: Sürdürülebilir Mobilite

Bosch, ana faaliyet alanı olan mobilite işini, stratejik kararlarla daha da ileriye taşıyor. Sadece bu yıl, elektrikli araçlar için yaklaşık 30 üretim projesi başlatıyor. Hartung, “Elektromobilite geliyor; tek soru, dünyanın çeşitli bölgelerine ne kadar hızlı ulaşacağı. Avrupa’daki tüm yeni otomobillerin yüzde 70’inin 2030 yılına kadar tamamen elektrikli olacağını tahmin ediyoruz. Bu rakam Çin ve Kuzey Amerika’da muhtemelen yüzde 40 ila 50 olacaktır.” dedi. Bosch Yönetim Kurulu Başkanı, uzun mesafeleri kat etmek için ağır araçlara ihtiyaç duyulduğu durumlarda, plug-in hibritler ve menzil uzatıcılar gibi çözümlerin bir süre daha talep görmeye devam edeceğini söyledi. Mobilite faaliyet alanı, araç dinamikleri teknolojisinden daha fazla teşvik bekliyor. Elektrikli ve otonom sürüşe uygun yeni ve yedekli fren sistemleri ile Bosch, pazardan önemli ölçüde daha hızlı bir şekilde yıllık yüzde 10 oranında büyüyor. Araç hareket yönetimi (Vehicle Motion Management) ya kısaca VMM ile Bosch, frenleri, direksiyonu, güç aktarma sistemlerini ve amortisörleri kontrol ederek araç hareketinin tüm yönlerini koordine edecek inovatif bir sistem çözümüne odaklanıyor. Bosch, yalnızca son kış testleri için 20’den fazla büyük marka test aracını VMM varyantlarıyla donattı. Hartung, “Yola erken çıktık ve ilk siparişimizi bu yıl üretime sokacağız.” dedi. Şirket genel olarak 2030 yılına kadar yüz milyonlar değerinde satış gerçekleştirmeyi bekliyor.

Büyüme Alanı: Hidrojen

Bosch, hidrojenin büyüme alanındaki iş beklentilerini yeniden teyit etti: 2030 yılına kadar hidrojen teknolojisi ile satışları 5 milyar Euro’ya ulaşabilir. Hartung, “2023 yılında Almanya’nın Stuttgart ve Çin’in Chongqing kentlerinde yakıt hücreli sistemlerin üretimine başladık.” dedi. Çin şu an için muhtemelen lider pazar olacak. Bosch önümüzdeki on yıla kadar Avrupa veya Kuzey Amerika’da büyük bir büyüme görmeyi beklemiyor. Teknik açıdan bakıldığında hidrojen motorları, iklim nötr ticari araç taşımacılığına giden en hızlı yolu temsil ediyor. Bosch, bu teknoloji için pazarın 2030 yılına kadar neredeyse 1 milyar Euro seviyesine ulaşmasını bekliyor. Hartung, “Enjeksiyon teknolojimizi içeren bir hidrojen motoru, bu yılın başlarında Hindistan’da yollarda olacak ve halihazırda dünyanın üç büyük ekonomik bölgesinden tanınmış kamyon üreticilerinden beş üretim siparişi üzerinde çalışıyoruz.” dedi. Bosch ayrıca hızla büyüyen hidrojen üretimi pazarına da katılmak istiyor: 2030 yılına kadar dünya genelinde hidrojen elektrolizi için 170 gigawatt kurulu kapasite olacak. Bu, şu anda sahip olunan kapasitenin yaklaşık 25 katıdır. Hartung, “Elektroliz yığınımız önümüzdeki yıl pazara girme yolunda ilerliyor. Gelecekte Bosch sadece hidrojenli güç aktarma sistemleri ile değil, aynı zamanda hidrojen üretimi ile de tanınacak. Bir tedarikçi olarak, gelecekteki pazarı şekillendirmeye aktif olarak yardımcı olacağız.” dedi.

Büyüme Alanı: Isı Pompaları

Bosch, ısıtma teknolojisi alanındaki büyüme fırsatlarını da sistematik olarak değerlendiriyor. Isı pompası pazarı 2023 yılında Avrupa genelinde durgunlaşmasına rağmen, Bosch ısı pompası işini neredeyse yüzde 50 oranında büyütmeyi başardı. Önümüzdeki yıllarda Bosch, bu segmentte pazardan önemli ölçüde daha hızlı büyümeye devam edecek. Hartung, “Sadece üretim kapasitesine yatırım yapmakla kalmayıp ürün portföyümüzü de genişlettik. Portföyümüz sadece sessiz ve verimli değil, aynı zamanda uygun maliyetli ısı pompalarını da içeriyor.” dedi. Bosch Yönetim Kurulu Başkanı, temel çalışma için ısı pompası ve pik yükler için gaz yakıtlı bir kazan kombinasyonundan oluşan hibrit ısıtma sistemlerinde ek satış potansiyeli görüyor. Bu, milyonlarca mevcut binanın verimli bir şekilde karbondan arındırılmasını sağlayacak. Bosch, ilk etapta 100’e kadar konut içeren apartmanlar için bu teknolojiye sahip bir çözümü piyasaya sürüyor. Hartung ayrıca, uzun vadeli satın alma kararlarını engelleyen ve ısıtma pazarında ciddi bir çöküşe yol açan Almanya’nın ısıtma kanunu hakkındaki tartışmalara da değindi. Hartung, “İklim ve enerji politikalarının çeliştiği alanlarda yatırımcılar yatırım yapmıyor, bekliyorlar. Büyüme için net ve öngörülebilir bir sübvansiyon politikası gerekiyor.” dedi.

İklim Politikası: Karbon Nötr Gelecek Sürekli Yatırım Gerektiriyor

Genel olarak, iklim eylemi Bosch için merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Hartung’a göre, elektromobilite gibi pazarlar beklendiği kadar hızlı gelişmese bile, büyüme için büyük fırsatlar sunuyor. Hartung, “Ancak, karmaşık jeopolitik ve toplumumuzda artan sosyal gerilimler ışığında, iklim eyleminin artık siyasi gündemin en üst sıralarında yer alan tek konu olmadığını görüyoruz.” dedi. Bununla birlikte Bosch, bu dönüşümü en tepeden şekillendirmeye yardımcı olmak amacıyla karbon nötr bir gelecek için teknolojilere büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. Hartung, “CO₂ verimli teknolojilere yönelik sübvansiyonların kesilmesi yönünde baskı var. Ancak iklim eylemi, hükümetten, şirketlerden ve her birimizden sürekli yatırım gerektiriyor.” dedi.

2023 Mali Yılı: Faaliyet Alanına Göre Performans

Mobilite sektörü satışlarını yüzde 6,9 oranında artırarak 56,2 milyar Euro’ya yükseltti. Döviz kuru etkilerinden arındırıldığında büyüme yüzde 10,9’a denk geliyor. Faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı yüzde 4,4 oldu (2022: yüzde 3,4). Sanayi Teknolojileri faaliyet alanında satışlar 7,4 milyar Euro’ya yükseldi. Yüzde 6,8’lik veya döviz kuru etkilerinden arındırılmış olarak yüzde 10,2’lik bu büyüme, HydraForce ve Elmo Motion Control satın alımlarının ilk kez konsolide edilmesinden kaynaklanıyor. FVÖK marjı yüzde 9,1 ile istikrarlı devam etti (2022: yüzde 9,8). Dayanıklı Tüketim Malları faaliyet alanında, satışlar bir önceki yıla göre yüzde 6,6 azalarak 19,9 milyar Euro’ya geriledi. Kur etkilerinden arındırıldığında, bu rakam yüzde 1,2’lik hafif bir düşüş anlamına geliyor. Faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı değişmeyerek yüzde 4,5 oldu. Enerji ve Bina Teknolojisi faaliyet alanında satışlar yüzde 10,5 artarak 7,7 milyar Euro’ya ulaştı veya döviz kuru etkilerinden arındırıldıktan sonra yüzde 13,2 arttı. Faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı yüzde 9’a ulaştı (2022: yüzde 6).

2023 Personel Sayısı: Yaklaşık Yüzde 2 Artış

2023 yıl sonu itibarıyla şirket, bir önceki yıla göre 8,078 kişiyi bünyesine katarak dünya genelinde 429.416 kişiye istihdam sağladı. Geçen yıl, Almanya da dahil olmak üzere tüm bölgelerde çalışan sayısı arttı. En güçlü bölgesel büyüme ise Amerika kıtasında gerçekleşti.

Değerlemenin Rolü, Enerji Firmalarının Finansmana Erişiminde Önemli

Satınalma Eğitimi Değerlemenin Rolü, Enerji Firmalarının Finansmana Erişiminde önemli

Satınalma Eğitimi Değerlemenin Rolü, Enerji Firmalarının Finansmana Erişiminde önemliTürkiye’de enerji firmalarının halka arz ya da yeni yatırım süreçleri başta olmak üzere finansmana erişiminde değerleme hizmeti kritik rol oynuyor. 2023 yılında 100’ün üzerinde enerji firmasına değerleme hizmeti sunduklarını belirten Denge Gayrimenkul Değerleme ve Yatırım A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Korhan Can, “Teşvikler sayesinde geçtiğimiz yıl enerji yatırımlarının %86’sını güneş ve rüzgardan enerji üretmeye dönük yatırımlar oluşturdu. Bu yıl enerji finansmanı değerlemesi sunacağımız firma sayısında 200’ün üzerine çıkmayı bekliyoruz.” dedi. 

Geride bıraktığımız 3 yılda pandemi, pandemi sonrası dönemde ortaya çıkan küresel ekonomideki sorunlar, Rusya-Ukrayna Savaşı ve pandemi sonrasında enerji talebini artıran piyasalardaki canlılık Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, Türkiye gibi enerji ithalatçısı tüm ülkeler için enerji maliyetlerini hatırı sayılır oranda yükseltti.

Artan maliyetlerin daha ucuz ve erişilebilir olan yenilenebilir enerjiye yönelik talebi artırdığını belirten Denge Gayrimenkul Değerleme ve Yatırım A.Ş. Makine Tesis Genel Müdürü Yardımcısı Korhan Can, değerleme hizmetinin bu alanda sunduğu katkılara dikkat çekti.

Dalgalanan Fiyatlara Çözüm Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Artırılması

“Almanya’da 2021 Ocak ayında megavat saat başı 52,81 EUR olan elektrik Ocak 2022’de megavat saat başı 167,73 Euro’ya kadar yükselmiş sonrasında 82 EUR’a gerilemişti. Ülkemizde ise Ocak 2021’de megavat saat başı 31,92 EUR olan elektrik Ocak 2022’de megavat saat başı 116,67 Euro’ya kadar yükselmiş, sonrasında ise 2023 yılı ortalaması 90,7 EUR olarak gerçekleşirken, 2024 yılı ortalaması 62 EUR’a kadar çekilmişti. Enerji fiyatlarında bu düşüşün yenilebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımın etkisi büyük oldu.” sözleriyle fiyatlarda yaşanan dalgalanmaya karşı yenilenebilir sunduğu enerjiye dikkat çeken Can, gelecek yıllarda yenilenebilir enerjiye olan yatırımın pek çok sebep nedeniyle daha da artacağını vurguladı.

“Önümüzdeki yıllarda da ülkeler enerji talebini karşılamak, dışa bağımlılığı azaltmak, yükselen fiyatları dengelemek ve sıfır karbon emisyon hedeflerine ulaşmak açısından yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına daha da hız vereceği açıktır. Almanya’nın elektrik şebekelerinde yenilenebilir enerji payının 6,6 puan artarak toplamda %55’e yükseldiği açıklandı. Almanya, 2030 yılına kadar enerji karışımının %80’inin yeşil enerjiden oluşmasını istiyor. Türkiye’de ise bu oran Mayıs 2023 verilerine göre %23 olduğunu, maalesef çok geride kaldığını görüyoruz. Bununla birlikte, YEKDEM ve YEKA uygulamalarının güneş enerjisini daha verimli kullanmak için, 10-12.05.2019 tarihli teşvikle birlikte konutlar 10kW, sanayi tesisleri ise kurulu gücü kadar çatısına lisanssız güneş enerjisi tesisi kurulumuna izin vermiş, buna ek olarak Mart 2022 yılında yeni düzenleme ile konutlarda üst sınır 25kW, sanayi tesisleri için ise kurulu gücün 2 katına çıkarttırıldı. Teşvikler sayesinde ülkemizde 2023 yılında enerji yatırımlarının %86’sını RES ve GES’ler oluşturdu.”

Son dönemde birçok firmanın teşviklerden yararlanarak yapılarının çatılarına veya uygun boş arazileri GES kurulumu yaparak, iç tüketime dönük enerji maliyetlerini azaltarak karlılıklarını arttırdığına hatırlatan Can, “Yeşil enerjiye yaptığı yatırımları uluslararası bir pazarlama stratejisi dönüştürdüğünü gözlemliyoruz. Bununla birlikte borsaya açık enerji firmalarının ve enerjiye yatırım yapan firmaların yüksek bilanço rakamları açıklandığını ve borsanın hareketlendiği 2023 yılında hisse senetleri en fazla değerlenen firmalar arasında olduğunu gözlemliyoruz.” dedi.

Değerleme Raporlarına Talep Artıyor

Yenilenebilir enerji üretiminin daha verimli olması ve kurulum maliyetlerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması ile birlikte, üretilen enerjinin depolanmasını sağlayacak tesislerin de 2024 yılında faaliyete geçecek olması ile yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandığını göreceklerini ekleyen Can, şunları söyledi:

“Ek olarak, Dünya’da ve Türkiye’de uygulanan karbonsuzlaşma ve yeşil dönüşüm politikaları da yenilenebilir enerji yatırımlarına sağlanacak daha fazla finansmana erişim kolaylıkları sağlayacağı için RES ve GES yatırım artışları ile aynı sonucu destekleyecektir.

Enerji firmalarının finansa erişiminde ise değerleme firmaları önemli bir role sahiptir. Enerji firmaların halka arz süreçlerinde, banka kredisi teminat süreçlerinde ve/veya bağımsız denetime konu özkaynaklar değerlerinin belirlenmesi süreçlerinde değerleme firmaları olarak biz devreye giriyoruz.

Halka açılan enerji firması sayısının artması, yeni yatırım yaparak büyüyen enerji firmaları ile enerjiye yatırım yapan firmaların artması ile beraber bu alanda değerleme raporlarına talebi de arttırdı. Denge Değerleme olarak geçen sene 100 üzerinde enerji tesisi için değerleme raporu hazırladık. Bu sayısının bu yıl 200’ün üzerinde olmasını bekliyoruz. Firmaların beklentisi, bu süreçlerinin aksamaması için değerleme raporlarının hızlı, kaliteli ve doğru değerde hazırlanması. Doğru değer tespiti ise, tesisin geçmişte ürettiği üretim verileri, gelecekte ne kadar üretim yapacağı, enerji birim fiyat tahminleri, giderleri USD ve EUR enflasyon tahminleri gibi birçok parametrenin inceleyecek, bu konuya hakim değerleme uzmanlarınca yapılır.

Denge Değerleme olarak kurulduğumuz 2005 yılından itibaren enerji tesisleri gibi farklı uzmanlıklar gerektiren alanlara yatırım yapan bir firmayız. Sektörde 10 makine mühendis ile sayı ve uzmanlık olarak en güçlü kadroya sahip firmayız. Bu nedenle firmaların hızlı ve doğru çözüm beklentilerine cevap vermemiz kolay oluyor.”

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’ndan Karbon Emisyonu Azaltımına 417 Milyon Dolarlık Katkı

Satınalma Eğitimi Türkiye Kalkınma Ve Yatırım Bankası’ndan Karbon Emisyonu Azaltımına 417 Milyon Dolarlık Katkı

Satınalma Eğitimi Türkiye Kalkınma Ve Yatırım Bankası’ndan Karbon Emisyonu Azaltımına 417 Milyon Dolarlık KatkıTürkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), Türkiyedeki sanayi sektörünün karbon emisyonu azaltımı projelerini desteklemek amacı ile Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi altında 200 Milyon ABD Doları ve 200 Milyon Avro tutarında kredi anlaşması imzaladı.

IBRD tarafından sağlanan kredi ile Türkiyedeki sanayi kuruluşlarının karbon emisyonunu azaltmaya yönelik projelere uzun vadeli finansman sağlanması hedefleniyor. Gerçekleştirilen anlaşma ile birlikte yüksek karbon emisyonuna sahip sektörlerde emisyon azaltımı yatırımları desteklenerek Türkiyenin 2053 net sıfır emisyon hedefine doğrudan katkı sağlanması amaçlanıyor.

Gerçekleştirilen kredi anlaşması ile birlikte Türkiye adına önemli bir iş birliğine imza attıklarını belirten Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, IBRD ile imzaladığımız bu anlaşma ile metal, kimya, çimento başta olmak üzere karbon salınımı yüksek endüstrilerde yapılacak yatırımları uzun vadeli finansman ile destekleyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da görüşlerini alarak yürüteceğimiz bu projenin ülkemizin hava kalitesini artırma ve sera gazı emisyonunu azaltma hedeflerine katkı sağlayacağına ve firmalarımızın uluslararası rekabet gücünü artıracağına inanıyoruz. Türkiye’nin net sıfır emisyon ve sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda sorumluluk almaya, katma değeri yüksek projeleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü J. Humberto Lopez, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda TKYB ile çalışmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Dünya Bankası Grubu Yönetim Kurulu, 9 Nisan’da Türkiye için yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi’ni onayladı. Bu proje, Türkiye’nin çeşitli sektörlerindeki yeşil dönüşümüne katkı sağlamak amaçlı geniş kapsamlı Dünya Bankası desteğinin bir parçasıdır. Proje, Türk endüstrilerinin hava kirliliğini ve sera gazı emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olacak ve uzun vadede yeni fırsatlar yaratacaktır.”

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Kerem Dönmez ise, ““Söz konusu proje ile ülkemizin net sıfır karbon hedefine yönelik olarak sanayi sektöründen kaynaklanan hava kirliliğinin ve sera gazı emisyonunun azaltılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda firmalarımızın hava kirliliğini azaltıcı ve sera gazı emisyon azaltma teknolojileri ve süreçlerine ilişkin projelerine uygun koşullu finansman sağlayacağız. Bu sayede yeşil ve verimli üretim sistemlerini teşvik ediyoruz.

TKYB’nin sektörel uzmanlığı ve uluslararası kuruluş finansmanlı projelerin yürütülmesindeki deneyimi projenin başarılı sonuçlara ulaşmasında en önemli etkenler arasında yer alacaktır” dedi.

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds